“Abdestini almış tam namaza gidecekken yaşlı bir teyzenin koridorda dolaştığını görür. Buyur teyzeciğim sıkıntın nedir, diye sorar.
Teyze; Evladım bu evrakları Vali Beye imzalatmam gerekiyor ama bir türlü kendisini bulamadım, der. Recep Yazıcıoğlu ver ben imzalayayım teyzeciğim, der.
-Teyze; olur mu öyle şey vali bey buna çok kızar ben oturup onu bekleyeyim, der.
Rahmetli Yazıcıoğlu evrakları alır tek tek inceleyip imzalar. Teyzeyi kapıya kadar geçirir. Tam kapıda güvenlik amiri, sayın valim namaz için şahsi aracınızı getirdim der. Teyze bunu duyunca sen Vali misin oğlum der.
-Vali sensin teyzeciğim ben senin hizmetçinim oğlunum, der teyzenin elini öper uğurlar..
Süper Vali, Efsane Vali, Yasakçı Vali…
Bunlar Recep Yazıcıoğlu için söylenen ve gittiği yerlere kendinden önce ulaşan sıfatlar.
Onun en büyük farkı, yaptığı işlerden ziyade, halkın bürokrasiye bakışını değiştirerek açtığı ufuk oldu. “Bugün git yarın gel” mantığına meydan okuyan Yazıcıoğlu, hızlı karar verebilme, risk alabilme özellikleriyle gittiği her şehri hizmete boğdu.
Erzincan’a yaptırdığı köprüyle kitaplara ve filmlere konu olan Yazıcıoğlu, bir araba kazası sonucu erken yaşta ebediyete uğurlandı. Geriye, sıra dışı bir hayat, gelecek nesillere örnek olacak bir görev anlayışı ve uzun yıllar dillerden düşmeyecek ismini bıraktı.
“Devletin kutsalı olmaz. Kutsal olan insandır, millettir, duygudur. Üç-beş kişinin bir araya gelip kurduğu yönetim organizasyonunun adı olan devletin nesi kutsal” diyerek bürokratik oligarşinin içini boşaltan biriydi “Süper Vali” Recep Yazıcıoğlu.
Gittiği her yerde farkını ortaya koyar ve aslında yapması gerekeni yapar. Halktan biridir o, kimseyi küçük görmez, herkesin derdiyle ilgilenir. “Kapıyı vurmadan girebilirsiniz” yazısını Çorum’un Alaca ilçesinde kaymakamlık görevindeyken yazdıran Yazıcıoğlu, kendisi de kapıyı vurmadan devlet dairelerine teftiş yapmasıyla ünlenir. Tebdili kıyafet yaparak dolaşmasını eşi ölümünden sonra şu ifadelerle anlatır: “Evden normal elbiselerini giyinip çıkardı. Ama tebdili kıyafetler giyinerek halkın arasına karıştığını, kahveleri bastığını, okullara gittiğini duyardım. ‘Köyleri, kahveleri bastığın ilginç kıyafetlerin varmış öyle mi’ diye sorardım. Sadece gülümser ‘kafanı takma böyle şeylere’ der geçerdi.”
Resmi dairelerde belirli saat ve yerler dışında çay, sigara, kahve içmeyi, kahvehanelerde oyun oynamayı, içkili yerlerde belirli bir miktardan sonra alkol almayı yasaklayan Yazıcıoğlu, Süper Valinin yanı sıra 4. Murat olarak da anılmaya başlar. Tokat’tan sonra Aydın’a atanan Yazıcıoğlu, “yasakçı vali geldi” sözleriyle karşılaşır. Aydın’da tebdili kıyafet yaparak ziyaret ettiği ve vatandaşa davranışından memnun kalmadığı bir başhekimi görevden alması ise “Efsane Vali” olarak tarihe geçmesine sebep olan olaylardan sadece biri.
Mehmet Yüksel “Denizli’ye atandığı duyulduğu andan itibaren, ‘vali bey gelmiş, tebdili kıyafetle devlet hastanesine baskın yapmış’ söylentileri duyuldu. Kendisine sorduğumuzda, ‘ben Denizli’ye ilk geliyorum, haberim yok’ dedi. Kendi gelmeden ismi önden geliyordu. Bu tür efsanelerle bütün kamu kurumları teyakkuza geçti” diyerek Yazıcıoğlu’nun namının kendinden önce yürüdüğünü belirtti.
Bu toprakların gördüğü en samimi yöneticilerden biri olan ömrünü aziz milletimizin hizmetine adamış o merhum Valimiz Recep Yazıcıoğlu’nu, vefatının 20’inci yıl dönümünde rahmet ve saygıyla yad ediyoruz.