enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
35,6787
EURO
37,4992
ALTIN
3.180,65
BIST
10.104,85
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
Karabük
Açık
14°C
Karabük
14°C
Açık
Pazartesi Açık
13°C
Salı Az Bulutlu
15°C
Çarşamba Az Bulutlu
14°C
Perşembe Çok Bulutlu
14°C

HUZURDA OLMAK HUZUR BULMAK

HUZURDA OLMAK HUZUR BULMAK
16.04.2022 18:03
A+
A-

Huzurdadırlar.
Alınlarında secde izleri
Rükûda kıyamdadırlar
Tekbir, salât ve selamlarda
Huzurda oldukça huzurdadırlar
Huzur ve emniyettedir çevreleri
Çünkü taş toprak secde yeridir.

En doğru sözler, en içten tavırlar, mazlumun yanında zalime karşı dimdik duruşlar, bir yetimin başını okşayan eller onlarındır.

Secdede alınları yeri hisseder, kıyama kalktıklarında yer titrer de vakitlerden, mekânlardan öte her daim, her yerde huzurdadırlar.

SANA GELDİK

“Kul namaza durunca Allah azze ve celle cemaliyle ona tecelli eder. Kul namazdan ayrılmadıkça veyahut abdesti bozulmadıkça Allah ondan ayrılmaz.” diyor Allah’ın Rasûlü s.a.v
Zikirdir namaz, duadır
Şükürdür, teslimiyettir, tevazudur…
’Sana geldik’ demektir
Her ne ki bize lâzım, hepsi namazdadır
Dünya ve ahiretten tüm nasibimiz ondadır.

Ve yine Allah’ın Rasûlü anlatıyorlar. “Namaz kılanın üç hasleti vardır: Göğün etrafından başının ortasına kadar iyilik ve ihsan saçılır.
Ayaklarından başlayarak ta göğün ortasına dek melekler onu kuşatır.
Ve bir de ona şöyle seslenilir: ‘Namaz kılan kiminle münacat ettiğini, kiminle konuştuğunu bir bilse katiyen ondan ayrılmaz.’ ”

Biliyor muyuz?
Bir bilsek, ona göre kapansak secdeye, ona göre kalksak kıyama, duysak hissetsek neler söylediğimizi,
’Buyur ya kulum’ denilecek.

SONBAHARIN YAPRAKLARI GİBİ…

Ebu Osman bir gün Selman ile ( Allah onlardan razı olsun ) bir ağacın altında oturuyorlardı. Selman r.a. ağaçtan kuru bir dal alarak salladı. Dalın yaprakları döküldü. Arkadaşına:

_ Ey Eba Osman, niçin böyle yaptığımı bana sormayacak mısın? dedi. Ebu Osman r.a. sordu:

_ Niçin yapıyorsun? Selman r.a. anlattı:

_ Allah Rasûlü s.a.v. ile bir gün yine aynı bu şekilde bulunuyorduk. Ağaçtan kuru bir dal alıp salladı. Dalın yaprakları döküldü. Bana sordu: “Selman niçin böyle yaptığımı sormayacak mısın?” Ben de sordum: “Niçin böyle yapıyorsunuz ey Allah’ın Rasûlü?” O buyurdu ki, “Bir Müslüman güzelce abdest alarak beş vakit namazını kılarsa şu yaprakların döküldüğü gibi onun da hataları dökülür.”

Ve sonra bana şu ayeti okudu: “Gündüzün iki tarafında, gecenin de yakın saatlerinde dosdoğru olarak namazını kıl. Çünkü güzellikler kötülükleri giderir. Bu, iyi düşünenlere bir öğüttür.” ( Hud, 114 )

 

VAKİTLİCE

Abdullah bin Mesut r.a. Nebi s.a.v.’e sordu:

_ Ey Allah’ın Rasûlü, amellerin hangisi Allah’a daha sevgilidir? Nebi s.a.v. buyurdu:
_Vaktinde kılınan namaz! Abdullah bin Mesut r.a. tekrar sordu:
_Namazdan sonra hangisidir?Nebi s.a.v

_Ana babaya iyilik ve itaattir. dedi. Tekrar sordu:
_Peki, sonra hangisidir? Nebi s.a.v. buyurdular:
_Allah yolunda cihat!

 

Ebu Hureyre r.a. “sizden birinize ezanı duyduğu zaman geri durması yakışmaz, hemen namaza gitmelidir” diyor. Çünkü o ve arkadaşları Allah Rasûlü s.a.v.’den şu kutsî hadisin verdiği müjdeyi duymuşlardır:

“Allah buyurdu: ‘Kuluma verilmiş sözüm vardır. Namazı vaktinde kılarsa mutlaka onu azaptan kurtarıp hesap sormadan cennetime koyacağım!’ ”Ve onlar yine Allah Rasûlü s.a.v.’den dinledikleri, şartlarını tamamlayarak vaktinde kılınan beş vakit namazın kıyamet günü sahibi için bir nur ve senet olacağı müjdesini bizlere ve duymayanlara haber vermişlerdir.

Biz de duyduk, ferahladık, ümitlendik.
Artık namaza, kurtuluşa çağrıldığımızda can u gönülden bu müjdeye koşar mıyız?

 

DURDUĞUNDA VE YÜRÜDÜĞÜNDE…

Mü’min huzurda olmanın huzurundadır her daim.

Hakkiyle huzurda olduğunda telaş ondan beridir. Endişeler, kederler ondan uzaktır.
Birisine yöneldiğinde tüm bedeniyle yönelir.
Bir iş alsa üzerine hakkını teslim eder.
Durduğunda durmanın, yürüdüğünde adımların hakkını verir.
Sözü sözdür, emaneti zayi etmez.
Çünkü rükûlarının ve secdelerinin hakkını verir.

Bir gün sahabeden biri Rasûl-i Ekrem s.a.v.’in huzurunda namazını telaşlıca kıldı. Rasûl-i Ekrem s.a.v. onu şu şekilde ikaz etti:

_ Bu senin kıldığın namaz değildir! Kalk namazını yeni baştan kıl!
Sahabi kalktı ve namazını tekrar, fakat aynı şekilde kıldı. Rasûl-i Ekrem s.a.v. tekrar ikaz etti. Sahabi sordu:
_ Peki, nasıl kılmalıyım? Allah Rasûlü s.a.v. anlattı:
_ Namaza durduğun vakitte tekbirini al. Sonra ne kadar kolayına giderse o kadar Kur’an oku. Sonra rükûa varıp mutmain oluncaya, bedenin yatışıncaya kadar bekle. Akabinde başını kaldırıp büsbütün doğruluncaya kadar kal. Secdeye vardığında da mutmain oluncaya kadar kal. Secdeden başını kaldırdığında yine gönlün ve bedenin tatmin oluncaya, rahatlayıncaya kadar otur.
Bunu, namazın bütününde böylece yap!

Ve buyurmuşlardır: “Hırsızlık bakımından insanların en kötüsü namazından çalandır.”

Alnımızı koyduğumuz yerin bizde hakkı vardır.
Dile gelir anlatır bir gün.
Namazda ayaklarımız yerden kesilirse yer anlatır bir gün.
Rükûlarda beklemenin bir sabrı vardır, kıyama kalkmanın şükrü…

SABIR VE NAMAZ İLE…

Dünya günleri.
Bir günü kederdir, bir günü sevinç.
Bir günü sabırla sabaha erer, bir günü şükürle akşama kavuşur.
Bir günü zarar ziyanla kapanır, bir günü hayırla.
İbn Abbas r.a.’ı zor bir gün bekliyordu. Kardeşi Kusm vefat etmişti. Haberi yoldayken aldı. Hemen yolun kenarına çekilerek devesinden indi. Ve iki rekat namaz kıldı.
Selam vermeden önce Tahiyyat için oturduğunda uzun uzun dualar okudu.
Sonra kalktı, devesine bindi ve kendisine haberi verenlere şu ayeti kerimeyi okudu: 

“Namaz ve sabırla yardım isteyin. Şüphesiz o namaz zordur fakat kalplerinde huşu olanlara hiç de zor değildir.” ( Bakara, 45 )
Namaz ve sabırla…

ONLAR ÖYLE İNSANLARDIR Kİ…

Suriye’den bir kervan gelmişti. Müslümanlar Cuma namazındaydılar. Bazıları namazı bırakarak kervanı görmeye gittiler.
Ve bu hadise üzerine şu ayet nazil oldu:

“Onlar bir ticaret veya bir eğlence gördükleri vakit ona doğru yönelip seni ayakta bırakıyorlar. De ki, Allah’ın katında bu ticaret ve eğlenceden daha hayırlısı vardır!” ( Cuma, 11 )

Muhakkak ki Allah ü Tealâ Rasûlü’nün ayakta bırakılmasını hoş karşılamamıştı. ‘Seni ayakta bırakıyorlar!’ Ve Müslümanlar da bu ikazı idrak etmiş; dünyanın tüm hazineleri kucaklarına düşse namazdan bir an gaflet etmez, başka bir şeye yüzlerini dönüp bakmaz olmuşlardı. Bu hâlleri de bir ayetle şöyle sitayiş edildi, övüldü:

“Öyle insanlar ki; onları hiçbir kazanç, hiçbir alışveriş Allah’ı anmaktan alıkoymaz.”  ( Nur, 37 )

“VAY O NAMAZ KILANLARIN HÂLİNE Kİ…” 

Namazları gönüllerine işlemez.
Ondandır ki yetimi itip kakarlar.
Yoksulu doyurmazlar.
Namazlarını gösteriş için insanlara kılarlar.
Vaktinde kılayım diye telaş çekmezler.
Kaçırdıklarında üzülmezler.
Okuduklarından habersizdirler de, “Vay o namaz kılanların hâline!” diyerek kendilerini anlatırlar, bilmezler.

Efendimiz s.a.v. dediler ki, “benim ümmetimden iki kişi namaza kalkarlar. Rükûları secdeleri birdir. Fakat bu iki kişinin namazlarında yerle gök arası kadar fark vardır.”

Tekbirle gelip huzura, selamla ayrılmıyoruz ki huzurdan.
Daima huzurdayız.
Hayırlı işlere koşuyorsak, haramlardan kaçıyorsak…Kıyamlarımız Uhud’a yükseliyor,
Ve tekbir aldığımızda gerçekten huzurdayız.

DİREKLER YIKILMASIN!

“Namaz dinin direğidir. Namaz kılmayan dinini yıkmış olur.” diyor Allah Rasûlü s.a.v.
Ve yine buyuruyorlar: “Kişi ile küfür arasındaki alamet namazı terk etmektir. Kul namazı terk ederse o kimse küfretmiş olur.”

Hz. Ömer r.a. hançerlenmişti ve zaman zaman bayılıyordu. Misver bin Mahreme r.a. kendisini ziyarete gitti. Ömer r.a. yine baygın bir hâlde yatıyordu. Etrafındakiler üstüne bir örtü örtmüşlerdi. Mahreme r.a. oradakilere sordu:

_ Ömer’i nasıl buluyorsunuz? Onlar:
_ Gördüğün gibi baygın yatıyor. dediler. Mahreme r.a. sordu:
_ Ona namaz için seslendiniz mi? Yaşıyorsa onu namazdan başka hiçbir şey korkutup uyandırmaz. Bunun üzerine oradakiler:
_ Ey Müminlerin Emiri! Namaz! Namaz kılındı. dediler.
Müminlerin Emiri hemen uyandı ve telaşla haykırdı:
_ Öyle mi? Vallahi namazını terk edenin İslam’dan nasibi yoktur.
Ve yarasından kan sıza sıza namazını kıldı.
Direkler yıkılırsa ne kalır geriye?

Allah Rasûlü s.a.v. bir yağmur çisentisinde namaz kılıyor.
Secdeden kalkmış; mübarek alnı, burnu, saçları ıslak. Elbisesi ıslanmış.
Rahmet rahmete kavuşmuş.
Yüzü aydın, gözü aydın.
Miraçtan yeni gelmiş gibi her namazında. Elinde hediyeler; secdeler, rükûlar, kıyamlar…
Ve son anına dek, dili döndükçe davet ediyor: “Namaz kılınız, namaz!”
Bizlere bakıyor, bizleri arıyor, özlüyor…
Kevser’in başında bekler gibi secdelerde bekliyor.

Hediyen başımız gözümüz üstüne ey sevgili, en sevgili…

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.