Bir mağlubiyet insanı ne kadar alçaltabilir onu izliyor Karabük kamuoyu. İnsani duyguları körelenler yenilgi psikolojisiyle neler yapabilir açık ve net gözlemliyoruz.
Seçim sürecinde attığı iftiralarla yıkamadığını, şimdi bel altı vurarak devirme hayalinin neler yaptırabileceğine şaşkınlıkla ve iğrenerek şahit oluyoruz.
Çok değil daha iki ay önce seçim çalışmalarını iftira ile yürüten bir grup, Özçelik İş Genel Başkanı Yunus Değirmenci’ye belge, kanıt, şahit olmaksızın iftiralar atıyor, Değirmenci ile ilgili haber yapanlara bile ağza alınmayacak hakaretler ediyorlardı. Bu iftiralara ve hakaretlere prim vermeyen emekçiler, “Yunus Başkan nerede biz oradayız” diyerek Yunus Değirmenci’yi bir kez daha başkanlığa taşıdı.
İşçiler kucaklaştı, KARDEMİR’de yaşanan kaos seçimden önce olduğu gibi yerini huzura bıraktı. Sendika işçi omuz omuza çalışmalarını sürdürürken yine aynı adresten iğrenç kokular gelmeye başladı. Yenilmeyi hazmedemeyenler ve yandaşları iftiranın dozunu arttırdı.
Ceketçinin kazanması durumunda Özçelik İş Sendikası Genel Merkezine basın danışmanı olarak ismi geçtiği iddia edilen kişinin, kaybetmenin acısıyla sağa sola ve hatta belden aşağıya saldırmaya devam ettiğini Karabük kamuoyu hayretle ve iğrenerek takip ediyor.
Haber desen haber değil, kaynak desen kaynağı yok, iddia desen mesneti yok, Özçelik İş Sendikasını karıştırmaya yönelik atılan iğrenç ötesi birkaç twit ve bu twitleri baz alarak yapılan sözümona haberden bahsediyoruz. İçeriğini buraya yazmaya ne insani ne ahlaki değerlerimizin müsade etmeyeceği ne de haberci kimliğimize yakıştıramadığımız ve bu, kaç aileyi zan altında bırakan, kaç ailenin eş çoluk ve çocuğunu yaralayan mış, mişin ötesine geçemeyen haberi haberciliği kınıyoruz.
Her türlü iftiraya algıya karşı yenilmeden dimdik duran Başkan Yunus Değirmenci, ailesi çoluk çocuğu ile vurmayı hedefleyenlerin bu mesnetsiz iddiaları karşısında yine kale gibi sapasağlam duracaktır elbette.
Ancak hepsinden önce 45 bin üyesi ile Özçelik İş Sendikası ve seçim sürecinde hiçbir iftiraya pabuç bırakmayan şanlı Çelik İşçisi, çamur atmanın ötesine gitmeyen bu komploya da bu iğrenç iftiralara da prim vermeden Genel Başkanının yanında arkasında durmayı bilecektir.
Ne demiş Mevlana “Bir lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyene bakarım adam mı diye!” Başka söze ne hacet.