“Allah’tan korkun ve çocuklarınız arasında adaleti gözetin.” Hz. Muhammed s.a.v.
Peygamberim, sen öksüz ve yetim olarak büyüdün. Sen’in aileden kardeşin de yoktu lakin Sen kardeşliği bilirdin. Bilirdin de bizlere “kardeşlerim” derdin.
Bizlere inananlar olarak ancak kardeşler olduğumuzu söylerdin; gerek iman kardeşliği gerekse aile kardeşliği…
Bize kardeşliği Sen öğretirdin.
Anne ve babalar da çocukları arasında nasıl davranacaklarını Sen’den öğrendiler.
Bir gün arkadaşlarından Bedir Savaşı’nda yanında bulunmuş olan Beşir bin Sa’d r.a. sordu:
_ Ey Allah’ın Rasulü, başka çocuklarım da var ama Numan başka. Müsaade ederseniz servetimin şu kadarını Numan’a vermek istiyorum. Sen sordun:
_ Diğer çocuklarına da o kadar verdin mi?
_ Hayır. Arkadaşını uyardın ey Allah’ın Rasulü:
_ Allah’tan korkun ve evlatlarınıza karşı adil davranın. Sen Beşir, çocuklarının hepsinin sana aynı derecede muamele etmesini ister misin?
_ Evet, isterim.
_ O halde böyle yapma!
Aynı muamele
Numan bin Beşir r.a. anlatıyor:
Babam beni alarak Rasulullah’a götürdü ve şöyle dedi:
_ Ben bu oğluma bir köle hediye ettim. Rasulullah babama sordu:
_ Oğullarının hepsine aynı hibede bulundun mu?
_ Hayır. Rasulullah buyurdu:
_ O halde onu geri al.
Ve Allah Rasulü s.a.v. buyurdular:
“Çocuklarınızın size ihsan, hürmet ve itaatte adil olmalarını istediğiniz gibi, siz de onlar arasında hediye ve bağışlamada adalet ve eşitliğe riayet ediniz.”
Bir gün iki çocuğuyla birlikte Rasulullah s.a.v.’ın yanına gelen biri, yanındaki çocuğun birini öpüp diğerine ilgisiz kaldı. Bunu gören Rasulullah s.a.v. şöyle buyurdu:
“Neden farklı davranıyorsun, diğerini de öpmen gerekir.”
Peygamberin elinden su içmek
Allah Rasulü s.a.v. bir gece kızı Fatıma r.a.’nın evinde misafir kalmıştı. Gece torunu Hasan uyanarak su istedi.
Allah Rasulü s.a.v. kızından önce davranarak su alıp bardağı torununa uzatıyordu ki bu arada Hüseyin uyandı ve o da su istedi.
Peygamberimiz s.a.v. suyu Hasan’a verdi. Olanları izleyen Fatıma r.a. babasına sordu:
_ Babacığım, Hasan’ı daha çok mu seviyorsunuz? Önce ona verdiniz.
Peygamberimiz s.a.v. şu cevabı verdi:
_ Hayır, fakat o daha önce istemişti.
Bir kız çocuk
Bir gün de bir arkadaşınla oturuyordun. Bu esnada adamın erkek çocuğu geldi. Adam çocuğunu öpüp dizlerine oturttu.
Bir süre sonra da adamın kız çocuğu geldi. Adam onu ise yanına oturttu.
Sen iki çocuğunu bir tutmadığı için arkadaşını ikaz ettin.
Böylece Allah Rasulü s.a.v. bizlere kardeşler arasında ayrımcılık yapmayın der. Ayrımcılık onların birbirlerini sevmelerini, birbirlerine bağlı olmalarını engelleyecektir.
Oysa farklı zamanlarda da olsa aynı karında ne kadar güvendeydiler, ne kadar mutluydular.
O güven ve mutluluğu devam ettirmeleri anne ve babanın tavırlarıyla oldukça alakalıdır.
Ayrımcılığa uğrayan çocuk önce ailesine sonra kendisine ve topluma olan güvenini kaybeder.
Kendisinin sevilmediğini düşünür. Sevilmediğini düşünen çocuk zamanla sevgisini kaybeder. Kendisine merhametli davranılmadığı hissine kapılan çocuk merhametini kaybeder.
Kendisine hoşgörülü davranılmadığını düşünen çocuk, insanlara ve hayata karşı hoşgörüsünü kaybeder.
Yüreğini kaybeder.
Kendisine, kardeşleri arasında pozitif yönde ayrımcılık yapılan çocuk ise şımarık büyür. Hayatta hep ayrıcalıklı olacağını düşünür ve bir gün kafasını bir duvara çarpar. Aslında herkesin çarpabileceği kadar çarpmıştır lakin o herkesten daha fazla yara almıştır. Hatta telafisi mümkün olmayan bir yara…
Anne ve babanın bu yöndeki yanlışı kendilerinin çocukları üzerindeki etkilerini de yok eder.
Ayrım kız ve erkek çocukları arasında ise cahiliye zihniyetinin bir devamıdır ve cahiliye üzre olmaktan Allah’ım sana sığınırız.
O kız çocuk hani dizimize oturtmadığımız o kız çocuk bir gün büyüyecektir. Sevgimizin, merhametimizin ve Rasul’ün izinde olduğumuzun değil cahiliyetin izinde olduğumuzun timsali olarak.
Çocuklarımız fiziksel kardeş oldukları gibi ruhen de kardeş olsunlar, kardeşçe yaşasınlar istiyorsak çocuklarımız arasında eşit ve adil davranmalıyız. Böylece sadece birbirlerine değil arkadaşlarına da kardeş olacaklardır. Böylece Allah Rasulü s.a.v. bizleri özleyecektir.
Kalbimizin bir çocuğumuzdan yana attığı, ona daha fazla ikramda bulunacağımız bir zaman Rasulullah s.a.v. aklımıza geldi de çocuklarımız arasında ikramımızı eşitlediğimiz oldu mu?
“Rasulullah eşit davranırdı!”